Derdimizin ne olduğunu tespit etmek istiyorsak dinimize ne kadar sahiplendiğimize bakmamız lazım. Yaşamımızın tek bir nedeni var o da bizleri yaradan Allah’a(c.c) ibadet etmektir. Bu hayatın bir de öteki evresi var. Ve ikinci evre daha önemlidir. Çünkü yaşadığımız bu hayat geçici. Ama kalıcı hayat ise ahiret hayatıdır. Müslüman bu bilinçle hareket etmelidir.
Müslüman;
Allah’ı(c.c) eksikliklerden uzak tutandır
Kardeşleri arasındaki dileği “selam” olandır
Dualarının sonu “hamd alemlerin rabbi olan Allah’a(c.c) mahsustur” sözleridir
Tevazu ile Allah’a(c.c) secde edendir
Büyüklük taslamadan Allah’a(c.c) secde edendir
Emrolunduğu şeyleri yapandır
Her nimetin Allah (c.c) tarafından olduğunu Allah’a(c.c) verdiği sözü yerine getirendir
Yeminini bozmayandır
Kovulmuş şeytandan Allah’a(c.c) sığınandır
Allah’ın (c.c) helal ve temiz olarak verdiği rızıktan yiyendir
Allah’tan(c.c)sakınan ve iyilikte bulunandır
Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını verip saçıp, savurmayandır
Rızık korkusuyla çocuklarını öldürmeyendir
Zinaya yaklaşmayandır
Haksız yere Allah’ın(c.c) haram kıldığı cana kıymayandır
Yetimin hakkını koruyandır
Verdiği sözü yerine getirendir
Ölçü ve tartıyı tam yapandır
Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığı şeyin ardına düşmeyendir
Yeryüzünde “böbürlenerek” yürümez
Görmediği halde rabbinden içten içe korkandır
Kiyamet gününden korkandır
Putlara tapmayandır
Allah’ın (c.c) yarattıklarına şahitlik edendir
Gelinen noktada durup etrafımıza bakındığımızda vahyin üzerimizdeki sinmişliğinin ne derece olduğunu tespit etmek için Kur’an’a baş vurmamız lazım. İlahi vahyin bize yüklediği sorumluluğu taşımakta acziyet yaşıyoruz. Bizden istenen kulluk bilincini yakalamamız Kur’an-ı hayatımıza hakim kılmakla mümkün görünüyor. Aksi taktirde “Müslüman” lığımız sorgulanacak bir hal alır. Oysa bizler insanlığa ışık olan bir peygamberin (s.a.s) ümmeti olmak ile gurur duymalıyız. Kimsin sorusuna ben Müslümanım diyebilenden daha güzel isimli kim olabilir?
Selam ve dua ile…