Mardin’de yerel bazda yayın yapan Mardin Arena gazetesi ile Kıratım gazetesi 25. dönem milletvekili adayı olan Gönül Şahkulubey hakkında yaptıkları eleştiri haberleri üzerine iki gazete hakkında dava açıldı. Açılan dava sonunda Mardin Arena Gazetesi imtiyaz sahibi Ufuk Güngörmüş, Kıratım gazetesi Mardinnethaber sitesi müdürü Veysi Erkar ve Hüsnü Erkar, Mardin Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine giderek ifade verdi.
Polise ifade veren Mardin Arena gazetesi imtiyaz sahibi Ufuk Güngörmüş, 9 Nisan’da halkın tepkisini yansıtan haber yaptıklarını söyledi. Halkın tepkisine tahammül edemeyen milletvekili adayının Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu belirten Güngörmüş, “Bu halkın tepkisiydi. Bu haberi yapmak da bizim doğal hakkımızdır. Daha önce sosyal medya üzerinden ve AKP’nin il başkanlığı Facebook sayfası üzerinden verileri topladık. Daha sonra tepki var diye haber yaptık.” dedi.
Bu olayın AK Parti’nin yıldırma politikalarından birisi olduğunu ifade eden Güngörmüş, “Sürekli gazeteciler mahkemeye veriliyor. Dava açılıyor. Açıklamalarında basına özgürlük deniliyor ama gerçekten basın özgür değildir. Rahat değiliz. Sürekli Cumhuriyet Başsavcılığına gidip ifade veriyoruz. Sadece ben değil diğer gazeteci arkadaşlar da aynı şekilde mağdur durumdadır. Bu bir yıldırma politikasıdır. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz. Bildiğimiz doğruları korkmadan yazmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
AK Parti’nin gazetecilere yönelik ne kadar baskıcı olduğunu ve dar bir parti olduğunu bir kez daha gördüklerini belirten Mardin Arena Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Murat Akgül de Mardin’de muhabirler ve gazeteciler üzerinde baskılar oluşturulmaya başlandığını söyledi. Bu ay içerisinde ikinci sefer polise ifade verdiklerini belirten Akgül, “Benim yaptığım ve içinde sayın kelimesi bulunduğu başkasının kullandığı haberi yaptığım için bana da dava açıldı. Çok basit bir haber üzerine bizim muhabir arkadaşımıza dava açıldı. Yapılan suçlama bir milletvekili adayının eline iki tane yemek tabağı konulmasıdır. Bu tamamıyla yanlıştır. Bu yönde şimdiye kadar hiçbir muhabirin hakkında dava açılmadı. Yapılan sadece mizansendi. Mardin halkının düşüncesini ve tepkisini dışa yansımasıydı. Bu konuda adli mercilerin doğru kararı vereceğine inanıyoruz. Bizim kimseye eyvallahımız yoktur. Bunu da belirmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Mardin Gazeteciler Derneği Başkanı Mehmet Çelik, konunun davaya taşınan bir karar olduğunu, bu saatten sonra fazla bir şey söylemenin bir anlamı olmadığını ifade etti. Çelik, “Gazetecilerin ne olursa olsun, yazdıkları haberlerden ötürü hakarete varmadığı sürece düşüncelerinden dolayı mahkemeye verilmeleri ve dava açılmasını biz tasvip etmiyoruz. Yanlış bir düşüncedir. Biz arkadaşlarımızın haklılıkları oranında yanlarında olacağız. Siyasetçilerin de bu konuda hoşgörülü olmalarını istiyoruz.” açıklamasında bulundu.
Türkiye Gazeteciler Sendikası Mardin Şube Başkanı İbrahim Laleoğlu, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın, gazetecilerin mesleklerini icra ederken görmüş oldukları her türlü baskıya karşı olduğunu söyledi. Mardin’de AK Partili bir milletvekili adayının bir haber üzerine yerel bazda çalışan gazeteciler hakkında dava açtığını belirten Laleoğlu, “Görev yapan medya çalışanları, her yerde baskılarla karşılaşıyor. Gazetecilere yapılacak sindirme baskı ve davalar karşısında susmayacağımızı ve bunları antidemokratik karar olarak göreceğimizi beyan ediyoruz. Mardin’de gerçeği ortaya çıkarmak için çalışan, toplumsal tepkileri dile getiren ve haberleştiren basın emekçileri baskı ve davalarla sindirilmek isteniyor. Gazetecinin görevi hükümetin veya AKP’nin veya başka bir siyasi partinin söylediklerini yansıtmak değildir. Meslek onurumuz ve etiğimiz; gerçekleri, gerçeği bizzat yaşayanların dilinden yansıtılmasını, toplumsal tepkilerin ortaya çıkarılması gerektiğini söylüyor. Gerçekleri ortaya çıkaran meslektaşlarımızın hedef gösterilmesi ve yıldırmak için dava açılmasını asla kabul etmiyoruz.” diye konuştu.