“Kur’an; içinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’tan sakınanlar için yol göstericidir.” Bakara /2 Sizce bu ayet ile ne kastedilmektedir? Allah(c.c) bizden neyi murat etmekte. Teslimiyetimizi garanti altına almak olmasın mı? İman ettiğimiz Allah(c.c) bizlere yol gösterecek ilahi kanunların hiç şüphe götürmeyeceği, onun bir insan ürünü olmadığını ondan önce indirilen tüm kitapların hükmünün kalmadığı, elde avuçta ne kaldıysa içinde mutlaka insanoğlunun bir parçası olduğunun altını çizmekte. Bundan sonra hüküm; Kur’an-ı Kerimin içindeki ayetlere aittir diğerleri hükümsüzdür.” Allah’ın(c.c) koyduğu kanunlara riayet etmenin karşılığında bizlere verileceklerini bir düşünsenize…Hiçbir bedel vermeden bizlere verilenleri gördükten sonra bedeli ödenen bu hayatın karşılığını hayal bile edemeyeceğimi itiraf etmek zorundayım. Bizler hakkıyla Allah’a karşı görevimizi yapmaya gayret ettik mi gerisini Allah’a havale ederiz. Takdir o’nundur. Kur’an-ı yol gösterici olarak gördüğümüz ve onunla barışık yaşadığımız sürece Allah’ın(c.c) rahmeti üzerimizden eksilmeyecektir inşallah. “Eğer kulumuza parça parça indirdiğimiz Kur’an’dan şüphe ediyorsanız, haydi onun gibisinden bir sure meydana getirin ve Allah’tan(c.c) başka güvendiklerinizin hepsini çağırın, eğer iddianızda doğru iseniz. Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının.” Bakara/23-24 Kur’an ahlakı mı? Kur’an tilaveti mi? Diye bir soru sorulsa acaba nasıl bir cevap verilebilir. Ama şu bir gerçek olarak karşımızda durmakta. “Kur’an-ı güzel okuyanlara hayran olanlar çok ama Kur’an-ı yaşamaya gayret edene hayran olan çok az sayıda insana rastlarsınız.”m.a Mesele güzel okumada değil, güzel yaşamada… İçinde bir kusurun olmadığı başka bir kitap bulamazsınız. Hele hele Allah’ın (c.c) garantisi altında başka bir kitap yok ve olmayacaktır. Kim rahatlamak istiyorsa Kur’an okuyacak o kadar. Yıllardır dinlemekten öte hiçbir şey yapmadık. Dinleme sarhoşluğuyla hep dönüp durduk. Ayılma zamanı, anlama zamanı şimdi. “Oku” emrini harekete geçirme zamanı. Kur’an-ı bir müzik veya şiir dinletisi olmaktan çıkarıp hayatımıza yön veren öğüt ve rahmete dönüştürmemiz bizler için kaçınılmazdır. Kur’an; ne bir beste ne bir şiir nede öyküdür. Kur’an; bir yaşam biçimidir. Kur’an-ı anlamak onu bizlere ileten Resulullahı (s.a.s) anlamaktan geçmektedir. Ne Kur’an-ı peygamberden ne peygamberi Kur’an’dan ayrı düşünemezsiniz. Allah (c.c) bizlere o kadar değer veriyor ki bizlerin her iki dünyada da mutlu olabilmemiz için hem ilahi kurallar hem de onların nasıl amele dönüşeceğini bizlere gösterecek peygamberler göndermiştir. Allah (c.c) öyle bir varlık ki O’nu tarif edecek bir kapasitemiz yok. Bizlere verilen iradenin sınırı belli. Daha ötesini kavrayacak güçte değiliz. Yirmi üç yıl zarfında bizlere rahmet olarak indirilen Kur’an; insanlığın kurtuluşunun tek reçetesidir. Ve dünyanın yıkılışına kadar bu böyle kalacaktır. İsteyen faydalanabildiği kadar faydalanacaktır. Kalplere şifa olan Kur’an’ın hiçbir yan etkisi yoktur. İstediğiniz oranda alabilirsiniz. Kur’an; insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılın birbirinden ayırmanın apaçık delillerini içinde barındırır. Kur’an; Allah (c.c) tarafından vahyolunan kitap. Kur’an; insanları uyarmak için indirilen kitap. “Şüphesiz, bu Kur’an, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü’minlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir.” İsra/9 Selam ve dua ile…