Seni zikretmekten alıkoyacak her şeyden sana sığınırım ALLAH’ım.
Bismillehirrahmenirrahim…
“Hiç şüphe yok ki, Kur’ân-ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız.” Hicr/9
Öyle anlaşılıyor ki bizim endişesini duyduğumuz bu dinin korucusu olduğu gerçeğini göz ardı ettiğimizdir. Sanki bizler bu dini yaşamazsak din yok olup gidecek. Sanki bizler ile bitiyor…sanki minnet ediyoruz gibi bir halimiz var… Ama bu bir yanılgıdır. Biz olmasak da Allah (c.c) O’na hamd edecek nesiller yaratacaktır. Ve bu o’na hiç de ağır bir şey değildir.
Bu dinin derdini dert edinenler sadece insanların huzurlu bir yaşam sürmeleri için yol göstericidirler. Gözden kaçırdığımız bir nokta var. Hidayeti verecek olanın Allah’ın (c.c) olduğu gerçeğidir. Bütün peygamberler(a.s) kendilerine verilen risalet görevini (tebliğ) en güzel şekilde yapmışlardır. Takdir Allah’tandır.(c.c)dilediğine hidayet veren o’dur. Yaptığımız ibadetlerin kabul olduğunu söyleyecek biri var mı? Onu ancak Allah(c.c) bilir. Allah’ın rahmet ve merhameti olmasa bizler ne yapabiliriz ki? Neye gücümüz var? O’nsuz bir adım atmaya bile gücümüz yokken…
Kur’an-ı Kerimi okuduk mu anlamak adına da çabamız olmalı. İçindekilerini kavramak anlamak ile mümkündür.
Şunu unutmamalıyız:
Kur’an-ı Kerim iyi anlaşılmadığı için hem namaz kılan hem kredi kullanan Müslümanlar türedi.
Hem oruç tutan hem de ğıybeti en son safhasına kadar sürdüren Müslümanlar türedi.
Söz verip sözünde durmayan Müslümanlar türedi.
Emri bilmarufu yapmadığı gibi yapanları kınayan Müslümanlar türedi.
Tesettürü emir olarak değil de süslenmek olarak anlayan Müslümanlar türedi.
Yanı başında Müslümanlar katledilirken yüzünü çeviren Müslümanlar türedi.
Örnekleri çoğaltabildiğimiz kadar çoğaltabiliriz lakin mesele mesajın alınıp alınmadığıdır.
Değerli dostlar!
Benim derdim; Kur’an-ı Kerime hakkıyla değer verdiğimizde bizim de değer kazanamacağımızın altını çizmektir.
“Ey iman edenler!
Allah’a ve resûlüne itaat edin ve (kur’an’ı) dinlediğiniz halde ondan yüz çevirmeyin. “ 20.enfal
Selam ve dua ile…..