Mardin Orta çağdan günümüze bir çok batılı seyyah tarafından ziyaret edilmiştir.Mardin’e dair yazılı kaynaklardan bilinen ilk seyahat notları Miladi XII. Asırda İslam dünyasını gezen Benjamin (1165-1173) ve Petachia (1170-1187) adlı Yahudilere ait seyahatnamelerdir.Bu seyahatnameler önemli bilgiler içermektedir.Ancak görsel anlamda Mardin ile ilgili bilinen en eski gravür Fransız seyyah La Boullaye Le-Gouz’un yayınlamış olduğu gravürdür.
1623’te Fransa’da doğan La Boullaye Le Gouz, Fransa aristokrasisine sahip büyük bir
seyyahtı. Avrupa’nın birçok ülkesi, Hindistan, İran, Yunanistan, Mısır ve Ortadoğu gibi
coğrafyaları gezmiştir. Eseri kendinden sonraki seyyahlar için faydalı bilgiler içermektedir.
Seyyahın 1668 veya 1669’da İsfahan’da öldüğü bilinmektedir. Seyahatname yazarımız,
Paris’ten başlamış olduğu yolculuğunda Floransa ve Roma gibi Avrupa şehirlerini gezdikten
sonra Konstantinapol (İstanbul), Amasya, Erzurum hattıyla Ermenistan’a varmış burayı
gezdikten sonra İran’a geçmiş buradan da Hindistan’a doğru yol almıştır. Hindistan
yolculuğundan sonra Ortadoğu’ya geçen seyyahımız, burada Kuzey Irak’ı gezdikten sonra
Ninova’dan Mardin’e geçiş yapmış, Mardin’den sonra Diyarbakır, oradan da Halep, Suriye
yoluyla Mısır’a geçmiştir.
Seyyah Mardin şehrini sultanın Asya Kıtasındaki en güçlü yeri olarak tanımlar.
Mardin’in sanatsal olarak başka türlü güçlendirilmediğini, daha çok bir dağın tepesine ve bir
kayanın üzerine inşa edilmiş olduğunu zikreder. La Boullaye, Timur Dönemi Mardin’i
hakkında şunları dile getirir:
“eskiden fetihleri sırasında Timurlenk (ki Türklerin İmparatoru Beyazıt’ın zaferlerini
kıskandı), kızgınlığına yenilip Asya’nın büyük bir bölümünü yağmaladı ve Mardin’e
ulaştığında, her ne kadar yedi yıl boyunca bütün alanın efendisi olsa da onu ele geçiremedi.
Çünkü bu yerin altı oyulamaz ve gıdaya sahip olduğundan alınamaz.”(1)
Mardin’in en eski görünümünü tasvir eden gravür 1657 yılında Paris’te basılan La Boullaye Le Gouz’un Les Voyages et Observations Du Sieurs De La adlı eserinde yer almaktadır.
Gravürde dikkat çeken en önemli özellik Mardin’in sadece kaleden ibaret olduğunun görülmesidir.Şehir daha kalenin eteklerine inmemiştir.Kalenin alt eteklerinde askeri birliklerin varlığı da göze çarpmaktadır.
Kaynaklar
1-Mehtap NASIROĞLU.Batılı Seyyahların Gözüyle Mardin ve Çevresi.Yüksek Lisans Tezi-2010