Bazı kişiler vardır ki büyümeyi; yaşça, maddi açıdan veya makam olarak büyüme biçiminde yanlış anlayıp algıladıkları yetmezmiş gibi bir de insana yakışmayan havalara girmek suretiyle yanlış tavır ve davranışlarını utanmadan sergilemeye devam ederler. Böyle düşünenler, büyüdüklerini sanırlarken aslında karakter olarak ne kadar küçüldüklerini hiç de hesaba katmazlar.
İşin bundan daha da vahim olan tarafı ne yazık ki bu megalomanların; aynı zamanda yaşlarıyla, maddiyatlarıyla, makamlarıyla veya bunlardan herhangi bir variyetleriyle yani başka bir deyişle eldeki kendi olanaklarıyla yine kendilerini ne denli küçük düşürdüklerinin de hiçbir zaman farkına dahi varmamış olmalarıdır. Peki, bundan daha hazin bir sonuç olabilir mi sizce?
İşte böylesine gülünç, utanç verici ve daha da ötesi acınası durumlara düşmemenin en akıllıca yolu; yetkinin, etkinin, varlığın, ağırlığın kısacası eldeki mevcut olanakların gösterişten uzak olarak, doğru yerlerde, doğru kişilerle, doğru zamanlarda ve yararlı alanlarda kullanılmasından geçer.
Akılın yolundan giderek saygın bir kişi olmanın ve yine öyle de anılmanın gereği bu değil midir sanki?