
Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup,İkincisinde hile, şüphe tevellüd eder.”(1)
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
Dinsiz bilim topal, bilimsiz din kördür.
ALBERT EINSTEİN
Katolik Avrupa, en karanlık dönemini orta çağda yaşarken, Avrupa kıtasının göbeğinde yer alan Endülüs Emevi devleti bilimin zirvesini yaşamakta idi. Bu gün ‘’ orta çağ karanlığı ‘’ diye anılan dönem hiristiyan dünyasının avrupasını tesmiye eder. Medreseleriyle, vicdanın ziyası ile aklın nuruna birlikte hitap eden eğitim sistemiyle bilimin zirvesine ulaşmış Endülüs Emevi Devleti 1496 yılına kadar 711 yıl hüküm sürmüş ve orta çağ karanlığını yaşamakta iken bu durumu gören Avrupalıların dikkatini çekerek bu durumuyla Rönesans ve reform hareketlerine ilham kaynağı olmakla kalmamış, bu hareketlerin aynı zamanda fikirsel ve bilimsel kaynağı da olmuştur.
Aynı zaman diliminde Mardin’de de Avrupanın yüzyıllar sonra alıp kullanacağı icatlar ve bilimsel çalışmalar yapılıyordu. Bilgisayarların temellerini atan, robot, saatler, su makinaları, şifreli kilitler, şifreli kasalar, termos,otomatik çocuk oyuncakları ve tıbbi aletler gibi 60 makine mucidi ve dünyanın ilk sibernitik bilgini olan Miladi 1233’te vefat eden İsmail Ebul İz el Cezerive onun gibi bir çok bilim adamı Mardin ve çevresindeki medreselerde yetişiyordu.
Mardin Valiliği 3-4 yıl öncesine kadar bu eserleri ve bilim adamlarını tanıtarak Kasımiye Medresesi avlusunda teşhirgah açarken bu çalışmaların aksaması ve gerilemesi akıllara,bu ihtişamı, bu kültürel zenginliği örtmeye çalışan baskı grupları mı var diye komplo teorileri üretilmesine sebep olmaktadır. Mardin’in canlı açık hava müzesi olma hedefindeki çalışmalar gerçek tarihin ortaya çıkarılarak yeni nesillere ışık tutacak olması bakımından önem arz etmektedir.
Mardin bir çok farklı kültürü bir arada barış içinde ve mürefffeh bir hayat seviyesiyle tutmayı islam kültür ve medeniyeti sayesinde sağlamıştır. Bu kültür ve medeniyetin temellerininden biri de medreseler ve bu medreselerde yetişen bilim adamlarıdır.
Sistemler yaşayan organizmalar gibi her an yenilenme ihtiyacı duyarlar. Medrese sistemi de kendini yenileyebildiği ve yeniliklere ayak uydurabildiği asırlar boyunca ihtişamını korurken ve her alanda olduğu gibi medreselerde de 18. Yüzyılın sonlarına kadar ihtişamını ve bilimin zirvesini yaşarken uzun süren savaşlar ve ekonomik gelişmelere ayak uyduramama gibi nedenlerle başlayan duraklama ve gerileme süreci medreselerde de yaşanmış ve bu gidişe karşı tedbirler alınmasını gerektirmişti. Bu gidişi tespit eden Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, 1907 Tarihinde fen ve din ilimlerinin beraber okutulduğu bir sistemi öngören MEDRESETÜZZEHRA projesini hayata geçirmek için faaliyetlere başladı. Hayatının her döneminde ilk gayesi olan bu proje onay ve bütçe aldığı her seferinde başlayan savaşlar ve iç politik gelişmeler bu projenin akim kalmasına sebep olmuştur. Talebeleri günümüzde bu projeyi hayata geçirmek için çalışmalarına devam etmektedirler.
MARDİN TARİHİNDE EĞİTİM KURUMLARI
A-KİLİSELER:
Tarihi kaynaklardan elde edilen bilgilere göre,Hristiyan ahali eğitim öğretim faaliyetlerini kiliselerde sürdürmüşlerdir. Geçen haftaki çalışmamızda kilise isimleri belirtilmiştir.
B-MEDRESELER:
Bu yazımızda belirtilen medrese isimleri 1929 yılında Mardin’de Ağır Ceza Hakimi olarak görev yapan Diyarbakır’lıAbdulgani Efendi’nin telif ettiği MARDİN TARİHİ eserinden alınmıştır. Eser Osmanlıcadan günümüz Türkçesine Burhan ZENGİN tarafından yapılmıştır.
1-EMİNÜDDİN MEDRESESİ: Eminüddin camii ile birlikte yapılmıştır. Caminin bitişiğinde yer alır. Mülke geçmiştir.(2) Cumhuriyet devrinde maalesef bir çok vakıf eseri devlet eliyle satışa çıkarılmıştır. Abdulgani Efendi ‘’MÜLKE GEÇMİŞTİR.’’ DİYE kasettiği uygulama bir çok vakıf eserinin özel mülkiyet haline gelmesine sebep olmuş ve amacı dışında kullanılmaya başlamıştır.
2-ALTIN BOĞA VEYAHUT ALTUN BAĞA MEDRESESİ:
Abdulgani Efendi; ilk önce Ticaret Lisesi daha sonra Kız Meslek Lisesi ve günümüzde Kız Olgunlaşma Enstitüsü olarak kullanılan mektebin yapımında kullanılan binanın taşlarının yıkılan bu medresenin taşları olduğunu ifade eder. Zinciriyye medresesinin(sultan İsa medresesi de denir)doğusunda yer alır. Evkafından eser, haber yoktur.(2) Günümüzde bazen yavaşlayan bazen hız verilen restrasyon çalışmalarında gün yüzüne çıkarılması gereken eserlerdendir.
3-BAB-US SOR MEDRESESİ:
‘’Bab-us sor camiine karşı olan deyneğin arkasında ve ve bu gün Paşavat ailesinin elinde bulunan knatır. İki – üç hücresi mevcuttur. Caminin batısında ve bitişiğindeki knakların da medrese olup camiyle beraber yaptırıldığı hakkında rivayet vardır.’’(2)
4-Cami-i Kebir medresesi(Ulu cami medresesi)
Caminin kuzeyindedir. Sonradan dükkanlara çevrilmiştir. İzleri duruyor. Banisi camiyi yaptıran Kutbeddin il gazi’dir.(2) Günümüzde mülkiyeti vakıflar genel müdürlüğü elinde olan bu dükkanlar değişen şehir yapısıyla eski önemini yitirmiştir. Şehrin tarihini gün yüzüne çıkarma çalışmalarında bu medreseyi de eski görünümüne çıkarmak Mardin’in tarihi zenginliğine katkı sağlayacaktır.
5-CİHANGİR MEDRESESİ:
Akkoyunlu Cihangir taarfından1438-1455 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Kasımiyye medresesinin yanında yer alır. Yıkılmış olup bir kısmı halen duruyor.(2) Günümüzde ortaya çıkarılmayı bekleyen tarihi miralarımızdandır.
6-HÜSAMİYYE MEDRESESİ: Artuklu hükümdarı birinci Hüsameddin Timurtaş tarafından yaptırılmıştır.(2) Günümüzde restorasyonu yapılmış ve mescidi faaliyette olan nadir eserlerimizdendir. Manevi havasını ziyaretçilerine hissettiren bir yapısı vardır. Bir kısmı satışa çıkarılarak özel mülkiyet haline gelmiştir. Şeyh Abdulkadir-i Geylani Hazretlerinin oğlu ve iki torununun kabri bu medresenin içinde olup ziyaretçilere açıktır.
7-HATUNİYYE MEDRESESİ:
Tekye mahallesindedir. Kasım Padişah’ın yeğeni İbrahim Beg’in hanımı Hatice Hatun tarafından yaptırılmıştır. (2) Yeri tekiyye camiinin olduğu alanda olup aslına uygun restorasyona ihtiyacı vardır. Cami kısmı faaldır.
8-HALİLİYYE MEDRESESİ:
Melikzadelerden Halil’in inşa ettiğini ve Artuklu Melik Mansur Dördüncü Necmeddin Gazi’nin buraya defnedildiğini AbdusselamEfendi söylüyor. Ama yeri tespit edilememiştir.
9-ZİNCİRİYYE MEDRESESİ:
Sultan İsa tarafından yaptırılmıştır.(2) Günümüzde ayakta kalabilen eserlerdendir. Ziyaretçilere açıktır.Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü olarak kullanılmaktadır. Medresenin Hanefi bölümü ibadete açık iken şafii mescidi büro olarak kullanılmaktadır. Aslına ve amacına uygun kullanılması gereken bu yapının kullanım alanlarının Üniversite yetkililerince tekrar gözden geçirilmesinde fayda vardır.
10-SİTTİ RADVİYYE MEDRESESİ:
Artuklumeliki Nasuridddin tarafından 1206 tarihinde yapılmıştır.Abdulgani efendi 1929 senesi itibariyle hücrelerinin kısmen durduğunu ve üst kısmındaki odaların eve dönüştürüldüğünü ifade etmektedir. Günümüzde yapılan restorasyon çalışmalarında da maalesef eserin tamamı ortaya çıkarılamamıştır. Eski hükümet konağı arkasında yer alır. Mescidi ibadete açık olup restorasyonu kısmen yapılanmedrese de ziyaretçilere açıktır.
11-ŞEHİDİYE MEDRESESİ:
Artuklu meliki Nasıruddin tarafından yaptırılmıştır. Tarihte 80 odalı olması hasebiyle ‘’medresettüs-semanin’’ de denmektedir.Meedresenin doğu kısmında mezarlık bulunmaktadır. Artuklu hükümdarından Nasıruddinin yardımcıları Nizamettin ve Lu’lu ‘nun kabirleri bu alandadır.(2) BU medresenin restorasyonu esnasında cami girişe nakşedilen vakfiye büyük oranda tahrip edilmiştir. Tarihi kaynaklarda geçen bu vakfiye yazısının aslına uygun bir şekilde tekrar yazılması gerekmektedir. Medreseninrestorasyonu yıllar geçmesine rağmen aslına uygunbir şekilde tamamlanamamaktadır.Bediüzzzaman hazretleri Mardin’de bulunduğu sırada bu medresede ders vermiştir.
12- KASIM PADİŞAH MEDRESESİ(KASIMİYYE MEDRESESİ):
1505 Tarihinde vefat eden Kasım Padişah tarafından yaptırılmıştır. Kayseriyye çarşısı bu medresenin evkafındadır. Günümüzde medresenin mescidi ibadete açıktır. Medrese kısmen restore edilmiş olup ziyaretçilere açıktır.
13-LATİFİYE MEDRESESİ:
Melik Salih’in oğlu Latif tarafından 1369 senesinde yaptırılmıştır. Restorasyonu yapılmış ve ziyarete açıktır.
14-MUZAFFERİYYE MEDRESESİ(BELKA MEDRESESİ):
1299’da vefat eden Artuklu hükümdarı Melik Muzaffer Kara Aslan tarafından yaptırılmıştır. Pamuk camii karşısındaki merdivenlerin üst kısmında sol tarafında Kız Olgunlaşma Enstitüsü avlusunun altında harabeleri mevcuttur. Ortaya çıkarılmayı bekleyen eserlerimizdendir.
15-MARUFİYYE MEDRESESİ:
Şeyh Şeydullah Mahallesinin üstündedir. ‘’1926 SENESİNDE TAHRİP EDİLDİ.ENKAZI ŞUARAYA BURAYA SARFEDİLDİ. ŞİMDİ ÜÇ-DÖRT HÜCRESİ MEVCUTTUR. ŞAYAN-I TEMAŞADIR.’’(2)
Aslına uygun restorasyon yapılarak gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen eserlerdendir.
16-NECMEDDİN MEDRESESİ:
Bu isimle yad edilen mahalledeki camiyle beraber Artuklu Birinci Necmeddin İlgazi tarafından yaptırlmıştır.(2) Cami ibadete açıkken medrese gün yüzüne çıkmayı bekleyem eserlerdendir.
17-YAKUTİYYE MEDRESESİ:
Artuklu hükümdarı Yakut tarafından yaptırılmıştır. Bab-us sor (savur kapı) mahallesindedir. Eve dönüştürülmüştür. Aslına uygun restore edilerek gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen eserlerdendir.
18-YAKUBİYYE MEDRESESİ:
Eski Hükümet Konağı civarındadır. Günümüzde yıkılmış eserlerdendir.
19-POLADİYYE MEDRESESİ: Meydanbaşı civarında olup yıkılmış ve gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen eserlerimizdendir.