
İnsanlık tarihi boyunca bilgi kaynakları vahiy, tarih ve rivayet kültürü olmuştur. Bunlar arasında en kesin ve sahih bilgiyi Allah’ın vahyinde aramak gerekir. Burada herhangi bir şüpheye yer yoktur.
“İnsan Bilmediği Şeyin Düşmanıdır”
Ebu Hanife’ye atfedilen bir söz başlamak isterim: “İnsan bilmediği şeyin düşmanıdır”
Gerçekten de böyledir. Kişi bilgi sahibi olmadığı bir konuyu kavraması, benimsemesi mümkün değildir. İslam dışı bir takım sapkın inançların yayılmasında İslam dini hakkında yeterli bilginin olmayışı çok önemli bir etkendir.
Halkın önemli bir kesimi ve özellikle de gençler İslam dini hakkında ya yeterli bilgiye sahip değildir, yâda İslam’ın özünden uzaklaşarak İslam hakkında önyargılıdırlar. Aslında bu gerçek sadece günümüze has değil, sadece İslam’a da has değil. Tarihin her aşamasında insanlar ‘genel kabuller’ üzerinden dini anlayışlarını şekillendirmişlerdir.
Gençlerimiz bugün anne ve babalarının yâda bilgi sahibi oldukları kabul edilen kişilerin dini konulardaki açıklamalarını yeterli, tutarlı ve tatmin edici bulmuyorlar. Birçok soru ve sorun karşısında çaresiz kalındığını düşünmeye başlarlar. Bu durum karşısında, İslam inancını anlaşılması ve yaşanılması mümkün olmayan bir inanç olarak değerlendirmeye başlarlar.
“İslam’ın Anlaşılmasında En Önemli Etken Vahiydir”
Bu noktada en önemli mesele söz konusu sorulara Allah’ın vahyinden hareketle doğru ve tatmin edici cevaplar verilmeyişidir. Allah’ın yüce kitabı en temel kaynak olarak kabul edilmesi gerekirken, başka kaynakların İslam’ın özü imiş gibi takdim edilmektedir. Bu durum gençler arasında daha fazla bilgi kirliliğine neden olmaktadır.
İnsanlık tarihi boyunca bilgi kaynakları vahiy, tarih ve rivayet kültürü olmuştur. Bunlar arasında en kesin ve sahih bilgiyi Allah’ın vahyinde aramak gerekir. Burada herhangi bir şüpheye yer yoktur. Aksi halde insanların kafasındaki düşünceler her geçen gün berraklığını kaybedecek, başka arayışlara başlayacaklardır. Özellikle inanç ile alakalı konularda vahiyden başka hiçbir kaynak referans gösterilemez. İşte çağımızın hastalığı olarak kabul edebileceğimiz birçok izm gençler arasında daha fazla yayılacaktır.
Bir sonraki yazıda buluşuncaya dek, hoşça kalın, esen kalın.