Medresenin 1929 yılındaki durumu
Medresenin Günümüzdeki hali
Mardin Şar Mahallesi’nin kuzeyinde Artuklu İlkokulunun üst kısmında bulunan bu medrese Beyt il Artuki veya Hacı Maruf Medresesi ismi ile tanınmaktadır. Kitabesi günümüze gelememiştir. Mimari yapısına dayanılarak medresenin XIII.yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır.Adına yapıldığı söylenen Medresenin sahibinin mezarı Artuklu İlkokulunun avlusunda bulunmaktadır.Medrese zamanında şahısların mülkiyetine geçirilmiş olup yıllarca mesken olarak kullanılmıştır.Karışık tapu ve mirasçılar yüzünden medreseye gerekli tadilat ve restorasyon çalışmaları yapılamamaktadır.
Medrese günümüze harap bir durumda gelmiş, kalıntıları oldukça geniş bir alana yayıldığından yapının büyük ölçüde planı olduğu anlaşılmaktadır. Cephe kalıntıları oldukça zengin olup, aynı zenginlik medresenin içerisine de yansımıştır. Medresenin kuzey bölümü selsebilli bir eyvana sahip, doğu ve batısı eyvanlarla genişleyen kubbeli bir mekânı yansıtmaktadır. Buradaki selsebil taş ve mermer mozaiklerle bezenmiştir. Selsebilden çıkan sular mozaik kanallarla kubbeli bölüme, oradan da avluya ulaşmaktadır. Selsebilli mekânın solundaki kalıntıların çapraz tonozla örtülü olduğu görülmektedir.
Medresenin doğu eyvanı oldukça geniş bir plan göstermektedir. Bunun kuzeyinde, avludan içerisine girilen, altı çapraz üstü beşik tonozla örtülü bir başka mekân daha dikkati çekmektedir. Bunun güneyindeki beşik tonozlu oda ile mescidin değişik dönemlerde eklendiği anlaşılmaktadır.
Marufiye Medresesinin planı Mardin’deki Sultan İsa ve Sultan Kasım medreselerinde de aynen tekrarlanmıştır. Büyük olasılıkla bu medrese, cami ve türbe ile bütünleşerek iki katlı açık medreselerin öncülerinden bir örnek olduğu anlaşılmıştır.
Bir diğer Artuklu medrese örneği olan Mardin Marufiye Medresesi’nde ise farklı bir deneme söz konusudur. Burada büyük bir açık avlu etrafında farklı sektörleri oluşturan yapılar bulunmaktadır. Yapının avlusunun kuzeyinde, ortadaki kubbeli bölüme açılan 3 kollu eyvan şemasının denendiği bir bölüm bulunmaktadır. Türk mimarlığında ilk kez görülen bu uygulamada 3 yöndeki beşik tonozlu eyvanlar ortadaki kubbeyle örtülü merkezi sofaya açılmaktadır. 3 eyvanlı bu uygulama kuzey Suriye bölgesindeki Tarma tipi evleri hatırlatmaktadır.
Medresenin kültür mirasımıza kazandırılması için yetkili mercilerin bu esere sahip çıkması,gözümüz önünde yıkılıp harap olmaması için gereken hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz.