
Sevgili okurlarım. Yine birlikteyiz. Bizleri bu vesileyle bir arada kılan Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve şükrederiz.
Mevlâmızın bizler için hazırladığı dünya ve âhiret mutluluğuna ulaşmak için el ele, gönül gönüle verelim, bu güzelim dünyayı küçük bir cennet mekânına çevirelim. Nasıl mı? Başlıkta yazdığım gibi. O’nu sevmekle başlar her güzel şey. Sevginin yaratıcısını sevmek, sevebilmek Sahibimizin büyük bir lütfudur. Allah’ın yaratmış olduğu dünya ve ahiret güzelliklerine kavuşmanın başlangıcı sevgiyle olur. Kişi, sevdiğine koşar, korktuğundan da kaçar. Allah’ı sevmek O’na kavuşmayı dilemeyi gerektirir (Ankebut-5). Sevgi, fedakârlık ister. Allah için yapılacak en büyük fedakârlık O’na itaattır. İtaatın başlangıcı bir dilektir.Yani her güzel şey bir dilekle başlayacaktır. ALLAH’A ULAŞMAYI DİLEMEK ( Ruhu, hayattayken Allah’a ulaştırmayı dilemek)(Rum-31, Kehf-110). İnsan, ancak ruh vasıtasıyla Sahibine dönebilir, O’na ulaşabilir(Mü’minun-60). Hani insan sevdiğiyle beraberdi. Allah bir Sevgili olamaz mı? O’nu sevdiklerimizin arasında en baş köşeye koyamaz mıyız? Hayatımızı O’na adayamaz mıyız? O’nu canımızdan daha kıymetli göremez miyiz? Tüm bunlara değmez mi? Cevaplarınız evetse ilk adım için hazırsınız demektir. Evet, ilk adım. Allah’a doğru atılacak ilk adım. Bir niyet, bir istek. Yunus Emre Hazretleri’nin ifade ettiği gibi; “Dervişlik bir dilektir, dileyene düğün dernektir, yensiz yakasız gömlektir, giyemezsin demedim mi?”
Dervişlik yani Allah’ın dostluğu bir dilekle başlar. Allah’tan Allah’ı dilemek. Yani el açıp kalpten bir duada bulunmak: “ Ey yüce Allah’ım. Ben şu dünya hayatını yaşarken sana ruhumu ulaştırmayı diliyorum. Evliyaların yaptığı gibi ben de sana ölmeden önce ermek, ulaşmak istiyorum. Benim de ruhumu kendine ulaştır.”
Bu dilek kalbin içinden gelmişse Rabbimizin kabulüdür. Samimiyet derecemizi en iyi O bilir.
Sevgili okurlarım, şunu hiçbir zaman unutmayalım ki; Yüce Rabbimiz yaratmış olduğu tüm mahlukları arasında en çok insanı sever, değerli görür (İsra-70). Her iki dünyada mutlu ve huzurlu yaşamasını ister. Bunun için tüm şartları hazırlamıştır. Tüm imkânları emrimize sunmuştur (Casiye-13). Bizi mutlu etmeye hazırdır. Ama kalbimizde bu dileği görmedikçe (Hucurat-14) devreye girmez ve mutluluğu bize lütfetmez. Ne zaman ki bizler Allah’a ait olan emanetini ( ruhu-Azhzab-72 ) O’na ulaştırmayı kalben dilersek(Rad-21), Allah da bize vaad ettiği dünya ve âhiret saadetini bahşeder. Çünkü ruhunu dünya hayatındayken Allah’a ulaştırmayı dileyenler Allah’ın bir velisi (evliya-dost) olur. Her iki cihan müjdesi ise sadece evliyalara verilmiştir( Yunus-62-63-64). Sizler de Allah’ın bir dostu olmak istemez misiniz? O, ister. O’na dost olmanızı ve böylece huzurlu yaşamanızı sizlerden daha çok ister. Onun için işimiz kolaylaştırmıştır (Bakara-185). Bu dileği dilediğimizde kalbimize ibadet sevgisinşi verecek olan Allah’tır. Bize imanı O sevdirecek, yasaklarını O kötü göstertecek (Hucurzt-7). Nefsimizin kalbini O temizleyecek (Nisa-49-Nur-21). Bizler zikir yaptıkça yani Rabbimizin ismini tekrar ettikçe ( Allah, Allah, Allah…..Müzemmil-8) kalbimize nurlar gönderecek (Hadid-16), kalbimiz mutmaim ( tatmin olmuş-huzura kavuşmuş) olacak (Rad-28). Zikir ki en büyük ibadet olarak geçer Kur’an-ı Kerîm’de ( Ankebut-45).
Kıymetli okurlarım, her şey Allah’ın yolunda güzeldir. Mutluluk O’nunla yaşanır. Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir insanın mutlu ve huzurlu olması mümkün değildir. Gelin hep beraber bizi en çok seveni biz de en çok sevelim. Sevmeye çalışalım. Başardığımızı göreceğiz. Çünkü O, bu konuda bizlere yardım edecektir. O’nsuz bir hayat düşenebilir misiniz sevgili okurlarım? Bu mümkün olabilir mi? Üşenmeyelim ve kalbimizi o kalbin Sahibine açalım. Bizden istediği o dileği ( Ruhu Allah’a ulaştırmayı dilemek) dileyelim, bu şekilde O’na olan sevgimizin ilk ispatını yapalım. Deneyin, başardığınızı göreceksiniz.
Bir daha ki yazımızda buluşmak üzere Allah’ın sevgisiyle kalın. Allah ile kalın, mutlu kalın.