HATIRLADIĞIM kadarıyla daha önceki yazılarımda da sosyal medya hesaplarımdaki paylaşımlarımda da hak, hukuk ve adalet konularına sıkça yer verdim.
Bu konuların özellikle de günümüzde ne denli önemli konular olduğunu yaşayarak görüyoruz.
Bu meseleler ile alakalı hadis, ayet, deyimler ve hikayeler de az değildir.
Bir insana haksızlık ve kötülük yapan kişi mutlaka karşılığını bir şekilde almıştır.
Kötülük yapan, kişinin ekmeği ile oynayan, haksızlık yapan, kul hakkı yiyen kişi kısa vadede kazandığını sanabilir. Ama mutlaka uzun vadede kaybeder ve yaptığı kötülüğün karşılığını alır.
“Eden Bulur” lafıyla alakalı ibret verici ve der alınabilecek bir hikayeyi hatırlatmak istiyorum.
“Vaktiyle meczubun biri “Eden bulur! Eden bulur!” diyerek gezermiş.
Geçmişte bu meczubun aklı başında iken, köydeki bir hanım kendisine sevgi beslermiş.
Sonradan, sevdiği zatın bu halini yani bağıra bağıra gezdiğini görünce kadın ondan vazgeçmiş, hatta ona sinir olurmuş.
Kadının pek tabi meczuba karşı olan sevgisi de bitmişti.
Kadın zamanla bir başka erkek ile evlenmiş, oğlu olmuş, büyümüş ve askere gitmiş.
Kadının askerdeki oğlunun terhisine yakın günlerde meczup kadının evinin önünden geçerken, yine yüksek sesle: “Eden bulur! Eden bulur!” diye bağırmaya başlamış.
Kadın çok öfkelenmiş, meczuba karşı iyice sinirlenen kadın, meczuptan kurtulmak için hain bir planı devreye sokmuş.
Kadın tatlı yapıp içine de zehir koymuş. Meczubu çağırarak: “Bak sana tatlı yaptım yersin” demiş.
Meczup tatlıyı almış. Köyün çıkışındaki suyun başına gitmiş, tatlıyı oraya koyup abdest alıp namaz kılmaya durmuş. Tam o sırada kadının askerde olan oğlu terhis olmuş gelmiş.
Namaz kılan meczubun namazının bitirmesini beklemiş. Namazını bitiren meczuba kadının oğlu köyden haberler sormuş.
Meczup askerden dönen delikanlıya köyden havadisler verdikten sonra: “Bak oğlum! Bu tatlıyı annen yaptı, özlemişsindir, istersen sen ye” diyerek ona vermiş.
Hasretle tatlıyı yiyip mideye indirmiş. Ancak asker evine gelinceye kadar zehirlenmiş ölüsü eve gelmiş.
Yıllardır oğlunun askerden dönmesini bekleyen anne olanı, biteni öğrenince dayanamamış bağıra bağıra o da ölüp oğlunun yanına serilmiş.
Biraz sonra da o meczup zat: “Eden bulur! Eden bulur!” diyerek gelip oradan geçmiş.”
Bu okuduğumuz sadece bir hikâyedir.
Bilindiği gibi hikâyelerin sonunda dersler çıkartılır.
Hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmaz. Herkes ektiğini bir gün biçecektir. Buna hiç şüphe yoktur.
Kul hakkı, hak-hukuk gözetmeden, helal-harama bakmadan dünyalık temin edenler Kazandık diye sevinebilirler. Konumlarıyla gururlanabilirler, geçici saltanatlar sürebilirle.
Ancak eden ettiğinin karşılığını mutlaka bulacaktır.”