
Akıllı, deli, tembel, çalışkan, ara-bozucu, ara-bulucu, efendi, serseri, yoksul, varlıklı, hayırsever, bencil, hasta, sağlıklı, engelli, ayyaş, kumarbaz, cesur, pısırık, cimri, cömert, tutumlu, savurgan, kindar, dindar, inançsız, kibirli, mütevazı, zalim, mazlum, utangaç, arsız, helalzade, haramzade, kültürlü, cahil, kıskanç, aptal, açıkgöz, saf, kurnaz, ketum, konuşkan, açık sözlü, içten hesaplı, donuk, şen, mülayim, inatçı, kanaatkâr, tamahkâr, yaşlı, genç, merhametli, acımasız yetişkin, çocuk hatta bebek ayırımı dahi yapmaksızın kısacası, ne olursa olsun, kim olursa olsun fark gözetmeksizin her çeşit insanla diyalog kurmak yararlıdır. Çünkü her çeşit insandan alacağımız bir takım dersler ve ondan öğreneceğimiz çok şeyler vardır. Unutmayalım ki, her insan başlı başına bir okuldur. Bize mutlaka bir şeyler öğretecektir. Yeter ki insanlara, bilinçli bir şekilde, art niyetsiz ve gerçekten bir şeyler öğrenmek amacıyla yaklaşalım.
Her insanın tipi, huyu, düşüncesi, isteği, yöntemi, olaylara yaklaşımı, hayat görüşü tamamen farklı farklıdır. Her insan, başlı başına ayrı bir dünya, işlenecek bir konudur. Alman Yazarı *Goethe’ nin dediği gibi: “Okumasını bilen için her insan bir kitap, her çiçek bir mektuptur.” İnsan vardır, bizlere hayat dersi verir ve mutlu olmamızı sağlar. İnsan vardır, onun gibi olmak için çabalarız ve bazı kötü yönlerimize çekidüzen veririz. İnsan vardır, kendimize güven duymamıza neden olur. İnsan vardır, ondan aldığımız veya öğrendiğimiz şeylerle hayatımızı sürdürürüz. İnsan vardır olumsuz ve kötü yönleriyle bizlere örnek olur. Kısacası; kiminden sağlığın önemini, kiminden psikolojinin ruh üzerindeki etkisini, kiminden sanatın yüceliğini, kiminden acılara katlanmayı ve sabırlı olmayı, kiminden toplumda saygın olabilmenin sırrını, , kiminden sevginin verdiği yaşama isteği ile sonsuz mutluluğu öğreniriz. Her insan bir okuldur.
Yeter ki insanları küçümsemeden ve aralarında ayrım-kayırım yapmadan onlara yaklaşmasını bilelim. Yaklaşalım derken bunu samimiyet kuralım, anlamında söylemiyoruz. Herkesle samimiyet kurmamız elbette düşünülemez, zaten bu, mümkün de değildir. Bizim anlatmak istediğimiz, bilinçli ve içten bir yaklaşımla, mütevazı tavırlarla ve tertemiz bir kalple her tür insanla diyalogun kurulmasıdır. Bu diyalog; sınırlı bir söyleşi veya dikkatli bir gözlemle de gerçekleşebilir. Kaldı ki, insanlarla diyalog kurmanın hiçbir zararı olmadığı gibi tam aksine, insani bir yaşantının da doğal gereğidir.
“İçerisinde yaşadığımız zamanı ne kadar kötü sayarsak sayalım, gün gelecek bunu da büyük bir özlemle anacak ve arayacağız.”
ŞEKİP YURTTAŞER