Aktif Eğitim Sen sendikası öncülüğünde düzenlenen protesto açıklamasına çok sayıda STK ve gazeteci katıldı. Operasyona tepki gösterenler, adliye binası önünde toplanıp “özgür basın susturulamaz” sloganları attı. Kadınların da, kuran ve cevşen okuyup dua ettikleri gözlemlendi. Yapılan basın açıklamasına destek vermek için geçirdiği kalp ameliyatına rağmen yatağından kalkıp alana gelen 55 yaşındaki kanaat önderi Kanco Aydın’a alanda bulunan vatandaşlar büyük ilgi gösterdi.
Polis Adliye binası önünde basın açıklaması yaptırmadı
14 Aralık Basına yapılan darbeyi protesto etmek için Mardin adliyesi önünde toplanan vatandaşlara polis burada basın açıklaması yapmasına izin vermedi. Çok sayıda çevik kuvvet polisi ve toma adliye önüne yerleştirildi. Adliye binası önünde basın açıklaması yapmalarına izin vermeyeceklerini belirten Çevik Kuvvet amiri aksi takdirde zor kullanacaklarıni söyledi. Bunun üzerine alanda bulunan kalabalık grup adliye binası dışına çıkarak basın açıklamasını yaptı.
Basın açıklamasını Aktif Eğitimciler Sendikası Başkanı Muharrem Yıldız okudu. Türkiye’de her geçen gün nefes almanın biraz daha zorlaştığı bir yer haline geldiğini söyledi.
Devlet olarak tarafı olduğumuz, uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınmış, neredeyse bütün temel insan hak ve özgürlükleri ihlale uğradığını belirten Aktif Eğitimciler Sendikası Başkanı Muharrem Yıldız, “İşin kötü tarafı ise bu vahim ihlallerin bizzat yöneticiler eliyle gerçekleştiriliyor olması. Biz inanıyoruz ki, yeryüzünde bir insanın veya başka bir canlının hakkını ihlal eden, Yüce Yaratıcı’nın hakkını da gasp etme kabahatini işlemiş olur.”dedi
Türkiye’de bir asra yetecek kadar yanlış yapıldı ve yapılmaya devam edildiğini ifade eden Yıldız,”Bunları yapan irade öylesine fütursuz ki, yaptığı hataları söyleme, sorgulama konumunda olan medya organlarını da susturmak ve sindirmek için her şeyi yapıyor.
İstatistikler bir kısım siyasi aktörlerin medyaya yönelik doğrudan ve dolaylı baskıları yüzünden son bir yılda 2 bine yakın gazetecinin işsiz kaldığını söylüyor. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü verilerine göre, Dünya Basın Özgürlüğü sıralamasında Türkiye, 180 ülke içinde 154. sıraya gerilemiş durumda. Öte yandan kamu çalışanları siyasi görüş ya da etnik kökenlerine göre fişleniyor, ayrımcılığa tabi tutuluyor, hakları ellerinden alınıyor.”
Türkiye’nin her geçen gün biraz daha fazla kan kaybettiğine dikkat çeken Yıldız, açıklamasına şöyle devam etti.” Yarın ne olacağı kimse tarafından kestirilmiyor. Bu ülkenin okullarında görev yapan, 7 binin üzerinde tecrübeli ve başarılı idareci; siyasal ya da sendikal taassup taşımadığı için, daha yalın bir ifadeyle “yandaş” olmadığı için göstermelik puanlamalarla tasfiye edilmiş durumda. Baskıcı anlayış Anayasayı ve uluslararası tüm hukuki metinleri hiçe sayarak, milyonlarca öğrencimizin yararlandığı eğitim yuvalarının kapısına kilit vurma arayışında. Dershaneler, kurslar kapatılıyor. Fakat bu yapılırken; buralarda görev yapan, hayatını idame ettiren on binlerce eğitimcinin ve çalışanın akıbetinin ne olacağı hiç mi hiç düşünülmüyor. Demek ki, saraylarda yaşayanlar; toplumun sesini duyamaz, derdini bilemez hale geliyor. Bütün bu yapılanlar birer utanç ve ibret vesikası olarak tarihin karanlık sayfalarında yerini alacaktır. Ama insanlık onuru, her devirde olduğu gibi, bu devirde de insan hakkı ihlallerine, hukuksuzluklara, baskılara, zorbalıklara, zulümlere karşı direnmeye devam edecek ve eninde sonunda kazanacaktır.” diyerek açıklamasını bitirdi
Alanda toplananlar “Özgür basın susturulamaz” sloganı attı.