
Amerika Irak’ta, Fransa Libya’da, Rusya Suriye’de,İsrail Gazze’de, doğal kaynak zengini İslam dünyasının, ekonomik, siyasal, kültürel dengelerini altüst ederek, Avrupa’yı Ortadoğulaştırdı. Avrupa savaşan Doğu’nun ve Batı’nın “Yeni Filistin”idir. Batı dünyasının çözüm kaynağı olmasını beklediği silahlı güçleri, Ortadoğu’da sorunları büyüten çözümsüzlük kaynağı oldular. Geçen yüzyılın askeri yöntemleriyle, gelen yüzyılın siyasal sorunlarının çözülemeyeceği, savaşan dünyada hem Doğu, hem Batı tarafından açıkça görüldü.
Savaşlarla düşünme gücünü yitiren Amerika ve Avrupa ülkeleri, sınırlara rastgele döşenmiş mayınlara dönüştüler. Onlar nerede, nasıl tepki verecekleri belli olmayan, çözümsüzlük peşinde koşan, yeteneksiz ve yetersiz yöneticileriyle, sorunları daha da derinleştirdiler. Ortadoğu’ya uçak gemilerinden barış ihraç etmeye kalkışan Amerika, Ortadoğu’dan dünyaya savaş ithal etti. Amerika’nın kendine barışı, Ortadoğu’da savaş oldu. Batı’nın tek beden barışı ve demokrasisi, Ortadoğu ülkelerinin farklı bedenlerine uymadı. “Tek beden herkese uymaz.”
Savaşan Ortadoğu’da, Filistinleşen Avrupa’da, barışın mimarları, Yirmibirinci yüzyılın Sarı Saltuk’ları olacaktır. Ortadoğu’nun ekonomik, Avrupa’nın da kültürel bir “Sarı Saltuk” misyonuna ihtiyacı vardır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Almanya’nın, İngiltere’nin, Amerika’nın, Rusya’nın harabeye çevirdiği Avrupa, nasıl “Marshall Planı” ile yeniden inşa edildiyse, “Sarı Saltuk Yeni Barış Misyonu”yla, oluşturulacak bir “İbn Haldun” yatırım fonu da, altyapısı ve sanayisi yok edilen İslam dünyasını, yeniden inşa etmelidir. Ortadoğu Anka kuşu gibi, küllerinden yeniden doğmasını başarmalıdır.
Sarı Saltuk Anadolu’da, Balkan’larda, Kırım’da yaşamıştır. Selçuklular döneminde, onun öncülüğünde Türkler, 1260’lı yıllarda hiç savaşmadan Anadolu’dan Balkanlara geçerek, Dobruca bölgesine yerleşmişler. Değişik kaynaklarda Sarı Saltuk’un Japonya’dan Portekiz’e hiçbir ayrım gözetmeden, bir barış, bir sevgi misyonuyla, herkesin yardımına koştuğu anlatılmaktadır. Bilgisiyle ve bilgeliğiyle, büyük çekim merkezleri oluşturan Sarı Saltuk’un, bulunduğu ülkelerin hepsinde, adına inşa edilmiş onlarca türbe ve onlarca makam vardır.
Sarı Saltuk’un misyonu savaş değil barıştır. Onun işi hayatı zorlaştırmak değil kolaylaştırmaktır. Anadolu’da onun geleneğini yaşatanların başında Barak Baba, Tapduk Emre, Yunus gelir. Nasıl Sarı Saltuk Balkan şehirlerini sevgiyle dönüştürdüyse, Yunus da Anadolu şehirlerini sevgiyle dönüştürmüştür. Onlar çevrelerinde oluşturdukları barış havzalarıyla, şehirlerin değil, gönüllerin fatihi olmuşlardır. Onlar bellerinde kılıç değil, ellerinde gül taşıdılar. Onların medeniyeti kan medeniyeti değil, gül medeniyetidir.
Sarı Saltuk Balkanlar’da Yunus Anadolu’da, gül bahçesi türbeleriyle ve makamlarıyla, barışın mimarları görevini yüklendiler. Onların yüklendikleri, yeni barış misyonu: Öldürmek değil yaşatmaktır, sınır kapılarını kapatmak değil, sonuna kadar açmaktır, ayrımcılık yapmak değil, birleştirici olmaktır. Ülkeler savaşa, nerede durulması gerektiği bilen, barış sevdalısı erdemli liderler tarafından değil, nerede durulması gerektiğini bilmeyen, iktidar tutkunu erdemsiz yöneticiler tarafından sürüklenirler. Bunun için Edward Said’in üniversitesi Colombia gibi, bütün üniversiteler Sarı Saltuk misyonu yüklenen yöneticiler bekliyorlar.
Ülkelerde erdemli liderlerin elinde,kömürler elmaslara dönüşürken, erdemsiz yöneticilerin elinde, elmaslar kömürlere dönüşürler.
Bütün dünyanın beklediği, “Yeni Sarı Saltuk”ların görevleri, çatışmaları uzlaşmalara dönüştürmektir.
Ülkeleri doğal kaynak kıtlığı değil, barış sevdalısı erdemli yöneticilerin kıtlığı savaşa sürükler.