DOLAR32,4317% 0.15
EURO34,6071% 0.03
STERLIN40,5366% 0.07
FRANG35,2021% -0.07
ALTIN2.383,41% 0,13
BITCOIN57.361,99-9.595
Prof.Dr. Nazif GürdoğanTÜM YAZILARI

Yerel Yönetimler Dünyayı Bir Şehire Her Şehiri Bir Dünyaya Dönüştürüyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
Yerel Yönetimler Dünyayı Bir Şehire Her Şehiri Bir Dünyaya Dönüştürüyor

Dünyanın neresine gidilirse gidilsin, bütün inançların bir arada yaşadıkları şehirlerin, bir dünyaya, dünyanın bir şehire dönüşme yolunda olduğu görülür.

Mekke gibi, Atina gibi, Roma gibi, İstanbul gibi dünyada pek çok şehir, sınırları içinde yer aldıkları ülkelerden çok daha uzun, çok daha zengin bir tarihe dayanıyorlar. İletişimin ve ulaşımın, büyük bir hızla gelişmesiyle, şehirler arasındaki uzaklık ve yakınlık farkı ortadan kalkıyor. Dünya bir “köy”den daha çok bir “şehir”e benziyor.

Şehirler ne kadar köklü bir geçmişe dayanırlarsa, o kadar bilgi ve bilgelik dünyasına katkıda bulunurlar. Bilgeliğe dönüşen bilgileriyle, şehirler çevrelerini, çevreleri şehirleri zenginleştirirler. “Dünya Bir Şehirdir” ve “Her Şehir Bir Dünyadır” kitaplarımızda, şehirlerin insanlığın düşünce ve eylem dünyasındaki, yerleri ve önemleri ele alınır.

Şehirlerde görünen yerüstü, görünmeyen yeraltı hazineleriyle, dünyanın tarihine ışık tutarlar. Geniş açıdan bakıldığında, Mekke’nin şehirlerin, Kabe’nin kutsal yapıların, İslam’ın, dinlerin anası olduğu görülür. Şehirler tarihlerini, bütünlük ve süreklilik içinde ele alanlara, ekonomik ve kültürel hazinelerinin kapılarını açarlar.

Cennet’i yitiren insanlığın ataları Mekke’de, Hac sırasında toplu olarak dua edilen, Arafat Dağı’ında buluşurlar. Yunus “Arafat Dağı’dır bizim dağımız / Anda kabul olur bizim duamız / Medine’de yatar Peygamber’imiz” diyerek, insanları ana yurtlarına, baba evlerine götürür. Ve Cennet insanların ilk, Mekke ikinci ana vatanları olur.

Yüzlerini günde beş vakit Mekke’ye dönenler, bütün Peygamber’lere saygı gösterirler. Ve binlerce yıl yaşamış gibi, bilgelikle donanırlar. Onlar üretim ve yönetim alanları başta olmak üzere, güler yüzlerin, tatlı sözlerin her şeyin başında geldiğini bilirler. Şehirler güler yüzlülerin, tatlı sözlülerin yorulma bilmez çalışmalarıyla uzun ömürlü olurlar.

Şehirlerin hem kültürlerini, hem ekonomilerini yerin altındakilerle birlikte, yerin üstündekiler zenginleştirirler. İnsanlığın Babası Adem Mekke’den, insanlığın Annesi Havva Cidde’den “kardeşler arasında savaş olmaz, barış olur” diye seslenirler. Yine de Habil’den ve Kabil’den beri, dünyada kardeş kanları akmaya devam ediyor.

Her şehiri bir dünyaya, dünyayı bir şehire dönüştürmesini başaranlar, şehirler arasındaki uzaklık ve yakınlık farkını ortadan kaldırırlar. Onlar bütün insanlığın ortak mirasının sözlerinden önce özleri üzerinde yoğunlaşırlar. Ve Doğu da, Batı da, Güney de, Kuzey de Allah’ındır diyerek, aralarındaki duvarları Berlin Duvarı gibi yıkarlar.

Her şehirin bir devlet olma yolunda ilerlediği bir dünyada, açıklık içinde sürekli yenilenen şehirler, bütün şehirlere yol ve yön gösteren kutup yıldızları olurlar.